1983 yılında Woody Allen tarafından yazılıp yönetilen Zelig filmi topluma uyum sağlamak için çevresindeki kişiliklere bürünen Leonarda Zelig’i anlatmaktadır. Film izlemeye alışık olduğumuz tarzdan biraz farklı. Belgesel dili ve deneysel mizah anlayışıyla yazılmış. Leonarda adeta bukalemun gibi davranmaktadır. Şöyle ki siyahilerle karşılaştığında teni koyulaşıyor, şişman insanlarla bir araya geldiğinde ise göbeği şişiyordu. Psikolojide, yabancı davranış şekillerine olan bu eğilime ‘bukalemun etkisi’ denmektedir. Fakat Zelig’in bu davranışlarının sebebi küçükken tramvatik olaylar yaşamış olmasıdır. Doktor Fletcher, Zelig’in tedavisini üstlenmiş ve onun bir benlik kazanıp, kendisi olabilmesine yardım etmek için elinden geleni yapmaktadır. Fakat Zelig tedaviye bilinci yerindeyken yanıt vermiyordu, aksine kendisini bir doktor zannedip psikiyatrist gibi konuşmalar yapıyordu. Fletcher hipnotizma yöntemi ile Zelig’in neden böyle davrandığını ve altında yatan sebeplerin ne olduğunu anlamaya çalışır. Birlikte geçirdikleri vakitler birbirlerine karşı duygu beslemelerine yol açar. Fakat karşılarına Zelig’in hastayken yapmış olduğu hatalar çıkar. Birçok kadın kendisiyle evlendiğini ve çocuklarının olduğunu, daha sonra ortadan kaybolduğunu iddia eder. Bunun üzerine uzun bir yasal süreç başlar ve halkın Zelig’e olan ilgisi azalır. Bunun üzerine hastalığı tekrar nükseder ve kayıplara karışır. Doktor Fletcher onu Nazi askeri olarak Almanya’da bulur, kaçmaya çalışırken başlarına gelen olayları Zelig’in taklit yeteneğiyle başarılı şekilde aşarlar ve Amerika’ya ulaşırlar. Eğer Woody Allen hayranıysanız kaçırmamanız gereken bir film. Daha önce yönetmenin filmleriyle tanışmadıysanız da başlamak için güzel bir yapım. Şimdiden iyi seyirler.
Hazırlayan: Stj Dyt.İrem Duman
1 Comment
Herkese iyi seyirler 🙂