Günümüzde sosyal medyanın kitle iletişim ağlarının merkezinde olduğu bu dönemde, sosyal medya uygulamalarında her türlü psikolojik-psikiyatrik bilginin doğru ya da yanlış şekilde çok büyük kitlelere ulaştığını biliyoruz. Bu yazımızda hem yeme bozukluğu hakkında doğru bilgilere yer vereceğiz hem de sosyal medyadaki çeşitli algı, yanlış bilgi ve yönlendirmelerin yeme bozukluklarıyla ilişkisine değineceğiz.
Yeme bozukluğu yalnızca kişinin yeme davranışının bozulması demek değildir. Aynı zamanda kişinin yemeyi ele alış biçimini, kendi bedeniyle olan ilişkisini vb.durumları içerir. Yeme bozukluğuna sahip kişi yeme davranışını kısıtlayabilir, güçlü bir şekilde kontrol altına alabilir, yeme davranışının kontrolünü tamamen kaybedebilir ve/veya çeşitli telafi davranışlarında bulunabilir.
Sosyal medya uygulamalarında yeme bozukluğuyla en çok ilgisi olan durumlardan birisi oluşturulmuş güzellik algısı ve güzellik algısı üstüne yapılan çeşitli akımlardır. Güzellik algısı günümüzde çok hızlı değişen bir olgu haline gelmiştir ve neredeyse aydan aya çıkan yeni akımlarla oluşan yeni güzellik algıları insanları sürekli olarak kendi bedenlerini bu algılarla kıyaslamaya itmektedir. Bu kadar hızlı değişen akımlardaki güzellik algısına hiçbir insanın tamamen uyması mümkün olmadığı gibi, bireyler yaptıkları kıyaslamalar sonucunda beden imajlarına zarar verebilirler. Beden imajının bozulması sonucunda kişi popüler olan güzellik kriterlerine kavuşmak için çeşitli davranışlarda bulunabilir. Örneğin: aşırı kısıtlayıcı diyetler yapma, çeşitli laksatif ilaçlar kullanma, bilinçli olarak yediklerini çıkartma vb. gibi.
Sosyal medyada yeme bozukluğunu ilgilendiren diğer önemli durumlardan birisi ise maalesef yeme bozukluklarının övülmesidir. Örneğin anoreksiya nervoza adlı yeme bozukluğuna sahip bazı sosyal medya kullanıcıları bu durumu bir hastalık olarak görmezler ve bu çok düşük kiloya sahip olma durumunu sosyal medyayı kullanarak överler ve güzellik algısı haline getirmeye çalışırlar. “Thinspiration” adı altında akım haline gelmiş bu durum özellikle ergenlerde anoreksiyanın tetiklenmesinde önemli rol oynamaktadır (Gül ve Akyüz 2019).
Ayrıca sosyal medyada yeme bozuklukları alanında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan bazı profesyonellerin, yeme bozuklukları hakkındaki yanlış tanımlamaları özellikle de yeme bozukluğunun sanki yalnızca yeme davranışının bozulmasını içeren bir bozukluk olduğu algısını oluşturmaları da yeme bozukluğu olan bazı bireylerin bunu normalleştirerek tedavi almalarını geciktirmelerine neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki yeme bozuklukları mutlaka tedavi edilmesi gereken kişinin hayat kalitesini oldukça olumsuz etkileyen ve tedavi edilmediği bazı durumlarda ölüme kadar uzanan sorunlara yol açan ciddi ruhsal bozukluklardır.
Kısacası sosyal medyanın algılarımızı yönettiği bu dijital çağda bireyin kendiyle barışık olması, aşırı hızlı şekilde değişen hiçbir trende kendini kaptırmaması, eğer yeme bozukluğu semptomları yaşadığını düşünüyorsa mutlaka bir ruh sağlığı profesyonelinden destek alması gerekmektedir.
Psk. Talha Ziya Yaratan
Kaynaklar
Gül, A., Akyüz, A.Y. (2019). Sosyal medya kullanımı: Yeme bozukluğu nedeni olabilir mi? J Pro Health Res 2019; 1(1):28-32
Deniz, R.S. (2021). Sosyal medyanın yeme bozuklukları üzerindeki etkisinin incelenmesi. (Yüksek lisans tezi). DSpace@FSM Kurumsal Akademik Arşiv. https://acikerisim.fsm.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11352/4314/Deniz.pdf?sequence=1&isAllowed=y