REK-LAM-LAR
Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapında tahminen 124 milyon obez çocukla, 21. yüzyılın en ciddi küresel sağlık sorunlarından birinin çocukluk çağı obezitesi olduğunu bildirmiştir. Türkiye’de özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar, çocukluk çağında obezite görülme sıklığının %10’un üzerine çıktığını göstermektedir. Obezitede öğün atlama durumu, fast-food tüketimi, ebeveyn yaklaşımı gibi birçok faktör rol oynamaktadır, bu faktörlerden en sık gözardı edilen ise hiç şüphesiz reklamlardır.
Reklamcılık sektörü 2 yaşından itibaren çocukları hedef kitle kabul etmeye başlamaktadır. Okul öncesi çocuklarda reklamlardan etkilenme ve reklamlara inanma oranı oldukça yüksektir. 7 yaşından küçük çocuklar gerçek dünya ile reklamın ürettiği dünya arasındaki farkı anlayamadıklarından, reklamın kendilerine sunduğu dünyaya daha çok ilgi duymaktadırlar. Yapılan bir araştırmada reklamda gördüğünü almak isteyen okul öncesi çocuklar yeme davranış anketine göre değerlendirildiğinde; çocukların yeme içme isteğinde artışa, yemek seçiciliğine ve duygusal aşırı yemeye daha yatkın oldukları tespit edilmiştir. Çocuklara yönelik yapılan reklamlarda onların dikkatini çekecek çizgi/animasyon karakterlerin kullanılması çocukların hem ürünlere yönelik ilgilerinde artışa hem de ürünle bağ kurarak ürünleri aşırı tüketmelerine sebep olmaktadır. Yüksek kalorili yiyecek-içeceklerin dış ambalajlarında çizgi/animasyon karakterlerin kullanılması çocuklukta yanlış kazanılan beslenme alışkanlıklarına sebep olmanın yanı sıra toplumumuzun sağlığını da tehdit etmektedir. Özellikle büyüme ve gelişme sürecinde kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, bireylerin yaşam boyu beslenme alışkanlıklarını şekillendirmektedir.
Yapılan bir meta-analiz çalışmasında TV izleme süresindeki artışın; çocukluk obezitesinde, çocukların kalorili yiyecek ve içecek tüketiminde etkili olduğu gözlenmiştir. Günümüzde global olarak etkisinde olduğumuz kitle iletişim araçları, doğru kullanılırsa, çocuklara doğru beslenmenin aşılanabilmesi için oldukça elverişli bir araçtır. Çocukluk çağı obezitesinin engellenmesi ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek Şeker hastalığı (Diyabet), Kalp damar hastalıkları, Hipertansiyon gibi birçok kronik hastalığın oluşumunu da engelleyecektir. Yine obezitenin çocukluk çağında psikolojik açıdan değerlendirildiğinde de sosyal ilişkiler kurmada yetersizlik ve özgüvende eksiklik oluşturduğu çalışmalarca saptanmıştır. Bu konuda özellikle ilkokul çağındaki çocukların beslenmesine önem verilmeli mutlaka bir diyetisyen desteği sağlanmalıdır. Yine çocuğun beslenmesinde kilit rol oynayan aileler eğitilmeli, okul-aile iş birliği sağlanarak beslenme ve fiziksel aktivite programları oluşturulmalıdır.
Dyt. Nursu ÖZTÜRK
Kaynakça
• Albayrak, A., & Karahalil, B., (2021). Obez Çocuk ve Adölesanlarda Farmakokinetik Değişiklikler ve İlaç Dozuna Etkileri: Geleneksel Derleme.
• Altunsuyu, B. S., Çalışkan, Z., & Kocaöz, S. Okul Öncesi Çocukların Yemek Yeme Davranışları ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 10(3), 495-506.
• Karaçor, S., Tunçer, T., & Bulduklu, Y. (2018). Çocuklarda Obezite Artışı İle Yiyecek Ve İçecek Reklamları Arasındaki İlişki. PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(1), 134-141.
• Kurtdaş, E. M. (2021). Reklamlar Eğitimde Bir Araç Olarak Kullanılabilir Mi? . Sosyolojik Düşün , 6 (1) , 43-65 . DOI: 10.37991/sosdus.939981
• Yıldız, Ö. E., & Deneçli, C. (2013). Reklamda animasyon karakter kullanımının çocukların beslenme alışkanlıkları üzerindeki etkileri. İletişim kuram ve araştırma dergisi, (36), 241-253.